14 Kasım 2009 Cumartesi
Yaşlı, yorgun kağıt parçası
İhtiyar gözlerle kalamine baktı, usulca çekmeceyi açıp eski saman kağıdına yazılmış sözleri ezber etti, tekrardan... Sonrasında yadigar kalemi notuna iliştirip cebine attı... Sigara yaktı, içerken gözlerinde geçmiş damlıyordu usulca... Ayağa kalkarken biraz zorlandı, balkona attı... Yağmur çiseliyen duvarların önünde kucak açtı berekete... İlk sözcüğü "Yaşama sebebimi kayıp ettim" oldu ve kendini gecenin kör boşluğunda yağmurun karanlığında uzaklaştı hayatlardan...
8 Kasım 2009 Pazar
Bende ki yorgunluk...
Hakikat ise yaşam, ölüm sadece yorgunluktan ibaretse, sanırım bu bendeki durgunluk sadece yorgunluk.
Dünyaya geldikten sonra yorulmaya başlarız,her ayrılık, fazladan bir umut omuzlara binerken zamana yenik düşer şarkılar, yaşarız yaşlanırız usulca.Günler geçerken topyekün, bazı umutların rengi solar, bazı kareler artık konuşur, son nefesteki ağırlık bedene fazladır, taşınmaz, orada bırakılır hayaller, umutlar ve bir sürü aşk... Bırakmadan hepsini tartarız teker teker, ne kadar da ağırlardır, kaç zamandır yanınızda yoldaş arada sırdaş olmuştur zaman...
Taki bitene kadar...
1 Ekim 2009 Perşembe
Kalp Tozu
Belki de hayatın böyle olması gerekiyordu. Bir çok giden ve gelenlerin senfonisi dinlemekten sıkılmamak, yaşamak baştan aşağı...
Kimlere inanmadık ki, deli gibi sevmedik mi? Ve tekrardan dedik bir çok kez, yanılmıştık ara ara ama her gelene yetecek bu kalp ve bir elvedayı asla esirgememeli, biz böyle öğrendik...
Sözler vardı düğüm düğüm ve basit bir kelam, başkalarına kendimizi anlatmadık da tanıdılar az çok... Nede güzel sevdik sevgileri, sevgilileri lakin kalp yorgun artık arsız ve kırıldı kırılacak kadar da narin... Ama sevdalardan vazgeçmiyor, biraz da sapık ruhlu... Bir gün çekip gidecek olan bedene fazlasıyla ağır olan bu yürek çırpınırken kafesinde, her soluk bir aşktı bazen...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)